Tekrarlayan düşük ve kısırlık gibi üreme sisteminde meydana gelen sağlık sorunları yüzünden çocuk sahibi olamayan çiftler için tüp bebek tedavisi yaygın olarak uygulanmaktadır. Daha bilimsel ifadeyle, 6 ay ile 1 yıl içerisinde düzenli ve korunmasız cinsel ilişkiye girilmesine rağmen çocuk sahibi olamayan çiftler, tüp bebek tedavisi (IVF) ile yapay üreme tekniklerine başvurmaktadır.
Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Gerçekleşir?
Tüp bebek tedavisi kadından alınan yumurta hücreleri ile erkekten alınan sperm hücrelerinin laboratuvar ortamında birleştirilmesi ve daha sonrasında anne adayının rahmine yerleştirilmesi işlemleri ile gerçekleştirilmektedir. Anne rahminde başarıyla tutunan döllenmiş yumurtanın normal gebelik sürecinden farkı kalmamaktadır. Bir diğer ifadeyle, tüp bebek her ne kadar yapay üreme teknikleri arasında yer alıyor olsa da anne rahmine yerleştirildikten sonra çiftler doğal yollardan çocuk sahibi olma süreçlerinin aynısını yaşamaktadır.
Laboratuvar ortamında döllenen yumurtanın anne rahmine yerleştirilmesinde farklı yöntemler uygulanmaktadır. Bu yöntemler arasında en yaygın olanı ise klasik tüp bebek tedavisidir Bu tedavide yumurta ve sperm hücrelerinin kendi kendine döllenmesi ve daha sonrasında yumurtanın bölünerek embriyoyu oluşturması beklenmektedir.
Diğer bir tüp bebek yöntemi ise klasik tüp bebek tedavisinin başarısız olmasında veya kısırlık teşhisi konulan çiftlerde daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu ikinci tüp bebek tedavi yönteminde çok ince olan mikroenjeksiyon aletleri ile sperm hücresi direkt olarak yumurta hücresine aktarılmaktadır.
Ayrıca mikroenjeksiyon ve klasik tüp bebek tedavi işlemleri sırasında sperm mıknatısı da kullanılabilmektedir. Sperm mıknatısının kullanılmasındaki en büyük neden erkekten alınan sperm hücrelerinin yumurta hücresine enjekte edilmeden önce en iyi kalitedeki hücreler olduğuna emin olmaktır. Aksi takdirde yapılan döllenme işlemi başarısızlık ile sonuçlanabilmektedir.
Doktorlar, çiftlerin yumurta ve sperm hücrelerini detaylı bir şekilde değerlendirdikten sonra bazı durumlarda tüp bebek tedavisine başlamadan önce aşılama yöntemine de başvurduğu gözlemlenmektedir. Aşılama tedavisi ile erkekten alınan spermler direkt olarak kadının rahmine enjekte edilmektedir. Bu tedavi genellikle erkeğin kısır olmasında kullanılmaktadır. Bu yüzden aşılama tedavisine başlanılmadan önce testislerden sperm elde edilmesi yöntemi ile erkeğin testislerinden sperm çıkışının kontrolü yapılmalıdır.
Bazı erkek hastalarda sperm kanallarının tıkalı olması da gebe kalmaya engel teşkil edebilmektedir. Lokal anestezi ile erkeğin testisinde alınan sıvıda spermin olmaması durumunda TESE yöntemi kullanılarak testisin diğer bölgelerinde sperm hücresi aranmaya başlanır. Bulunan spermler daha sonrasında kullanılmak için dondurularak saklanılmaktadır. Böylece hastanın tekrar ameliyathane ortamında testislerinde sperm bulunup bulunmaması kontrolü yapılmasına gerek kalmaz.
Ne Zaman Tüp Bebek Tedavisine Başvurulmalıdır?
35 yaşının altındaki her kadın 6 ay içerisinde düzenli ve korunması ilişkiye girmesi sonucunda gebe kalmayı başarabilmektir. Yaşı 35’in üstünde ve daha öncesinde üreme sisteminde geçirilen bir rahatsızlık olmaması durumunda ise çiftler için doğal yollardan gebe kalma süresi 6 aydır. Eğer 6 ay ile 1 yıl içerisinde herhangi bir hamilelik belirtisi yok ise doktor kontrolüne gidilmesi gerekmektedir.
Kadınlarda ve erkeklerde ayrı olarak etkili olan faktörler de gebe kalmaya engel teşkil edebilmektedir. Kadınlarda gözlemlenen bu faktörler şu şekildedir:
- Yumurta rezervinin azalması
- Düzensiz regl görme
- Yumurtalık enfeksiyonları
- Dış gebelik geçirme
- Cinsel yolla bulaşan hastalıklar
- Çikolata kisti
Erkeklerde ise;
- Testisleri etkilemiş travma veya kabakulak
- İnmemiş testis ameliyatı
- Cinsel yolla bulaşan hastalıklar
- Erken boşalma ve ereksiyonda problem
- Aile öyküsü
- Kanser tedavisi
- Kimyasal maddelere ve radyasyona maruz kalmak
Bu faktörler çocuk sahibi olmada büyük bir engeldir. Bu yüzden çiftlere tüp bebek tedavi önerilmektedir.
Tüp Bebek Tedavisi Aşamaları Nelerdir?
Tüp bebek tedavisi uygulanacak çiftlere, tedavinin başlamasından 3 ay önce sağlıklı bir yaşam için alışkanlıklarının değiştirilmesi önerilmektedir. Çiftlere eğer sigara ve alkol tüketiyor ise bırakmalıdır. Ayrıca aşırı kafein, asit ve katkı maddesi içeren besin gıdalarından ve içeceklerden uzak durmalıdır. Bir diğer ifadeyle, yumurta ve sperm hücrelerine zarar verecek her türlü alışkanlıklardan uzak durulması gerekmektedir.
Daha sağlıklı bir hayat yaşamaya başlayan çiftleri ise tüp bebek tedavisi için belirlenen şu aşamalar beklemektedir:
- Aşama 1 (İlk Görüşme): Jinekologlar ile yapılan ilk görüşmede veya ön muayenede çiftlere kısırlığın sebebini belirlemek için yapılacak testler ile onları bekleyen sorumlulukları ve zorluklar hakkında detaylı bilgi verilir. Kadın için regl döneminin herhangi bir gününe randevu verilerek uygulanacak olan tetkikler yapılmaya başlanır.
- Aşama 2 (Yumurta Büyütme Tedavisi): Anne adayı regl dönemin en geç 3. gününde jinekoloğunu ziyaret eder. Ultrason ile yapılan ön muayenede kadının yumurtalıkları kontrol edilir ve hormon değerlerine bakılır. Tüm bu tetkiklerin sonucunda ise anne adayından çok sayıda yumurta hücresi elde etmek için yumurta büyütme tedavisine başlanır. Yaklaşık olarak 10 gün boyunca anne adayı içerisinde FSH ve HMG içeren hormon iğnelerini kullanır. 10 gün sonrasında kadının folikül hücrelerinin yeterli boyuta ulaşmasından sonra çatlama iğnesi uygulanır.
- Aşama 3 (Yumurta ve Sperm Hücrelerinin Toplanması): Çatlama iğnesinden 36 saat sonra çiftlerden yumurta ve sperm hücrelerinin toplanma aşamasına geçilmektedir. Kadından yumurta hücreleri anestezi ile birlikte ameliyathane ortamında gerçekleşir. Erkekten ise sperm hücresi mastürbasyon yolu ile alınmaktadır. Toplanan yumurta ve sperm hücreleri daha sonrasında hiç vakit kaybetmeden laboratuvara gönderilir.
- Aşama 4 (Döllenme İşlemi): Laboratuvara gönderilen yumurta ve sperm hücreleri klasik yöntem veya mikroenjeksiyon yöntemi ile döllendirilir.
- Aşama 5 (Transfer İşlemi): Döllendirilmiş yumurta ve sperm hücreleri embriyoyu oluşturduktan sonra anne rahmine yerleştirilir. Fakat bu aşamada her zaman olumlu sonuçlar alınamayabilmektedir. Başarılı bir implantasyonun gerçekleşmesi yani embriyonun anne rahminde tutunabilmesi için embriyo transfer işleminin doğru günde ve yöntemler ile yapılması gerekmektedir.
- Aşama 6 (Transfer İşlemi Sonrası): Embriyo transfer sürecinin başarısız sonuçlanmaması için embriyo ve rahim arasındaki bağlantıyı kurmaya yardım eden ilaçlar verilir. Bu ilaçları gebelik testi yapılacak güne kadar kullanmak gerekmektedir. Ayrıca çiftlerin gebelik testine kadar yine sağlıklı yaşam alışkanlıklarına devam etmesi ve cinsel ilişkiden kaçınması gerekmektedir.
- Aşama 7 (Gebelik Testi): Embriyo transfer işleminden 11 gün sonra anne adayı gebelik testi yaptırabilir.
Tüp Bebek Tedavisi Sonrasında Gebelik Sürecinin Başlama İhtimali Nedir?
Günümüzde tekrarlayan düşük, üreme sistemin oluşan enfeksiyonlar ve kısırlık gibi birçok sağlık sorunundan dolayı çocuk sahibi olamayan çiftlerin tüp bebek tedavileri sonucunda çocuk sahibi olma oranları giderek artmaktadır. Fakat bu durum tüp bebek tedavisinden sonra kesinlikle gebelik süreci başlanıyor anlamına gelmemektedir. Bazı durumlarda laboratuvar ortamında oluşturulan embriyo bazı hastalıklara ve genetik faktörlere bağlı olarak rahimde tutunamayabilmektedir.
Öte yandan 40 yaşından itibaren kadının üreme sistemindeki fonksiyonların işlevselliği giderek azaldığı için ileri yaşta tüp bebek tedavisine başvurmak her zaman olumlu sonuçlar vermemektedir. Ayrıca daha öncesinde üreme sisteminde geçirilmiş bazı hastalıklarda gebe kalmaya engel olabilmekte ve dolayısıyla tüp bebek tedavi yöntemlerinin olumsuz sonuçlanmasına neden olabilmektedir.
Ülkemizde tüp bebek tedavisi sonrasında gebe kalma oranı 35 yaşın altındaki kadınların %57 civarında; 35 yaş ve üstündeki kadınlarda ise yaklaşık olarak %17 civarındadır. Bu oranları etkileyen en önemli faktör ise embriyonun oluşumu sürecinden çiftlerden alınan yumurta ve sperm hücrelerinin kalitesi ve yeterli sayıda olmasıdır. Öte yandan laboratuvar ortamında döllendirme işlemi gerçekleşmiş olsa bile embriyonun hangi günde rahimde tutunabileceği de hesaplanmalıdır.
ERA Testi
Çoğu kadında kaliteli sperm ve yumurta hücreleri kullanılmasına rağmen bir türlü embriyo ve rahim arasındaki uyum yakalanamaz. Bu durumun embriyo ve rahim arasındaki bağlantı kurulamamasına yani implantasyon başarısızlığına neden olmakta ve dolayısıyla tüp bebek tedavisi olumsuz sonuçlanmaktadır. Başarısız implantasyonların nedenleri henüz tam olarak bilinmemektedir. Bu yüzden jinekologlar hücrelerin kalitesinin kontrolünü yaptıktan sonra uterusu yani rahmi detaylı bir incelemeye almak zorundadır.
Uterusda oluşabilecek rahatsızlıklar histeroskopi ve diğer tanı koyma yöntemleri ile belirlendikten sonra uygun tedavi yöntemleri uygulanarak ortadan kalkabilmektedir. Öte yandan başarısız implantasyon sadece rahimdeki sorunlardan dolayı kaynaklanmaktadır. Laboratuvar ortamında döllenmiş yumurtanın bölünmesi sonucu ortaya çıkan embriyo bazen uygun olmayan zamanda rahime yerleştirilebilmektedir. Bu da embrüyonun uterusda tutunamamasına neden olmaktadır.
İlerleyen tıbbi teknoloji sayesinde artık doğal yollardan gebe kalmaya çalışan çiftler için değil tüp bebek tedavisi gibi yapay üreme teknikleri ile hamile kalmaya çalışanlar için en uygun günü belirleyen metotlar gelişmektedir Bu metotların başında ise ERA testi gelmektedir. ERA testi ile uterusun yani rahmin embriyoyu hangi günde kabul edeceği bulunabilmektedir. Bu test ile rahimde bulun 200’ün üzerindeki genin fonksiyonel işlevleri detaylı bir şekilde incelenebilmekte ve böylece uterusun embriyoyu kabul etme yüzdesi hesaplanabilmektedir.
Endometrial biyopsi yapıldıktan sonra da ERA testinin sonucu belli olmaktadır. Sonucun negatif çıkması yani rahmin embriyoyu kabul etmemesi durumunun ortaya çıkması ile yeniden biyopsi için gün belirlenmekte ve bu süreçte kadının rahmine herhangi bir embriyo yerleştirme işlemi yapılmamaktadır. Öte yandan ERA testinin sonucu duyarlılık ile yorumlandığı durumlarda tekrar endometrial biyopsi yapılması planlana günden 2 gün önce veya 2 gün sonra embriyo transferi gerçekleştirilebilmektedir.
ERA testi ile başarısız implantasyonların oranı günümüzde giderek düşmektedir. Fakat günümüzde hala başarısız implantasyonlara kesin bir çözüm getirilememeketdir. Bazı durumlarda hastanın ERA testinin sonucu pozitif çıksa bile embriyo rahimde tutunmayı başaramaz. Üç kere başarısızı tüp bebek tedavisinden sonra ise anne adayının rahminin embriyo tutmak için uygun olmadığı gözlemlenmektedir. Rahimde bir rahatsızlık olmaması ya da rahatsızlığın tedavi edilmesine rağmen başarısız implantasyon ile karşılanması durumunda tüp bebek tedavisi sonlandırılmaktadır.